
Yeni bir bloga daha hoş geldiniz. Umarız bu yazı, Arapça hakkında size ilginç bilgiler sunar. Bugün, göz, kulak, kalp, el ve dil gibi vücut uzuvlarını içeren 10 Arap atasözünü keşfedeceğiz.
Tüm dillerde olduğu gibi Arapça da deyimler ve halk arasında bilinen atasözleri açısından oldukça zengindir. Bu ifadeler, Arap kültürünün geleneklerini ve düşünce tarzını yansıtır. Bugün inceleyeceğimiz atasözlerinde geçen vücut uzuvları genellikle gerçek anlamlarıyla değil, daha derin anlamlar ifade edecek şekilde mecazi anlamda kullanılır.
Bu atasözleri, kısa ama etkileyici ifadelerle büyük bir bilgelik taşır. Sizlerle bu sözleri paylaşmaktan ve her birini açıklarken Türkçedeki benzer atasözleriyle karşılaştırmaktan mutluluk duyacağız.
Vücut Uzuvlarıyla İlgili Arap Atasözleri
Atasözü 1: العَيْنُ بَصِيْرَةٌ واليَدُ قَصِيْرَة
Göz görüyor ama el kısa.
El-aynü basîratun vel-yedu kasîrah
İlk atasözü iki vücut uzvunu içerir: göz (العين) ve el (اليد). Atasözünün kelime anlamı ise şöyledir: “Göz görüyor ama el kısa kalıyor.”
Bu atasözü, kişinin karşılaştığı sorunlar karşısında çaresizliğini ve kontrolü dışında gelişen durumlara müdahale edememesini ifade etmek için kullanılır. Türkçede bu anlamı karşılayan benzer bir ifade ise: “Elim kolum bağlı” cümlesidir.
Atasözü 2: أُذُنٌ مِنْ طِيْنٍ وَأُذُن مِن عَجِين
Bir kulak çamurdan, diğeri hamurdan.
Uzunun min tînin ve uzunun min acîn
Bu atasözü, işitme duyumuzu sağlayan bir vücut uzvunu, yani kulağı (الأذن) kullanır. Atasözünün kelime anlamı ise: “Bir kulak çamurdan, diğeri hamurdan yapılmıştır.”
Bu ifade genellikle, söylenenlere kulak asmayan, anlatılanlara dikkat etmeyen kişiler hakkında eleştirel bir yorum yapmak için kullanılır.
Söylenen her şey, mecazi anlamda, bu kişinin kulaklarına ulaşamaz; çünkü biri çamurla, diğeri hamurla tıkanmıştır.
Türkçede bu düşünceyi yansıtan benzer bir ifade şudur: “Bir kulaktan girip öbür kulaktan çıkar.”
Atasözü 3: لِسَانُكَ حِصَانُكَ إِنْ صُنْتَهُ صَانَكَ وَإِنْ خُنْتَهُ خَانَكَ
Dilin senin atındır; onu korursan seni korur, ona ihanet edersen sana ihanet eder.
Lisânüke hısânüke in suntahu sâneke ve in huntehu hâneke
Üçüncü ifademiz, düşüncelerimizi dile getirmemize ve konuşmamıza yardımcı olan bir vücut uzvuyla ilgilidir: dil (اللسان). Bu atasözüne göre, bir kişinin dili adeta onun atı gibidir.
Atasözünün kelime çevirisi şöyledir:
“Dilin atındır, onu korursan, o da seni korur; ona ihanet edersen, o da sana ihanet eder.”
Türkçede bu anlamı tam olarak karşılayan bir atasözü olmasa da, dilin düşüncesizce kullanılmasının doğurabileceği sonuçlara dair uyarı içeren en yakın ifade şudur:
“Dil belası insanı mezara sokar.”
Atasözü 4: يَدٌ وَاحِدَةٌ لا تُصَفِّق
Tek el alkış yapmaz.
Yedun vâhidetun lâ tusaffik
Bu atasözü, önemli bir diğer vücut uzvuna, yani ele (اليد) atıfta bulunur. İş birliğinin rolü ve bir işi başarmada ne kadar önemli olduğu üzerine bir mesaj verir.
Atasözünün kelime anlamı: “Tek el alkış yapamaz.” Bu ifade, özellikle ekip çalışması gerektiren durumlarda, başkalarının iş birliği olmadan yapılan çabaların yetersiz kalacağını, tek başına başarıya ulaşmanın zorluğunu vurgular.
Bu mesaj, Türkçede benzer bir anlam taşıyan şu atasözüyle örtüşür:
“Bir elin nesi var, iki elin sesi var.”
Atasözü 5: العَيْنُ لا تَعْلُو عَلَى الحَاجِب
Göz, kaştan üstün olamaz.
El-aynü lâ ta’lû alel-hâcib
Bu, Arapçada çok yaygın kullanılan bir atasözüdür ve iki vücut uzvunu içerir: göz (العين) ve kaş (الحاجب). Bu atasözü, saygı duyduğunuz kişilere karşı tevazu ve hürmet göstermek, karşı tarafın statüsünü veya konumunu kabul ettiğinizi ifade etmek için kullanılır.
Bu ifade, bir kişinin üstünlüğünü veya önemini belirli bir bağlamda tanımanın bir yoludur ve doğal düzen veya hiyerarşiye saygı ile tevazuyu vurgular.
Atasözü 6: القَلْبُ عَلَى القَلْب
Kalp kalbin üzerindedir.
El-kalbu alâ el-kalb
Arapçada “قلب” (kalb) kelimesi “kalp” anlamına gelir ve pek çok dilde olduğu gibi mecazi anlamda duygu veya hisleri temsil etmek için kullanılır. “القلبُ على القلب” ifadesi ise kelime anlamıyla “kalp kalbin üzerinde” olarak yorumlanabilir.
Bu ifade, insanlar arasında yakın bir duygusal bağ veya derin bir empati olduğunu; bir kişinin kalbi (veya duyguları) ile diğerinin kalbinin uyum içinde, birbirine yakın olduğunu anlatır. Türkçede benzer anlamı veren ifade şudur “Gönülden gönüle yol vardır.”
Atasözü 7: قَلْبُهُ كَالحَجَر
Kalbi taş gibidir.
Kalbuhu kel-hecer
Arap atasözü yine قلب (kalb) kelimesini kullanır, ancak bu kez olumsuz bir anlam taşır. “قلبه كالحجر” ifadesi “Onun kalbi taş gibidir” şeklinde tercüme edilir. Bu mecazi bir ifadedir ve çok sert kalpli, duygusuz ya da merhametsiz bir kişiyi tanımlamak için kullanılır.
Türkçe karşılığı olarak “Taş kalpli.” ifade vardır. Bu ifade de benzer şekilde, şefkat, empati veya duygusal hassasiyetten yoksun olan kişileri tanımlar.
Atasözü 8: البَعيدُ عَنِ العَينِ بَعيدٌ عَنِ القَلب
Gözden ırak olan, kalpten de ırak olur.
El-baîdu ani’l-ayn baîdun ani’l-kalb
Bu Arap deyimi, عين (göz) ve قلب (kalp) kelimelerini kullanarak kişisel ilişkilerden ve uzaklığın bu ilişkilere etkisinden bahseder. İfade, insanların fiziksel olarak yanlarında olmayan ya da bir süredir görünmeyen kişileri unutmaya veya düşünmemeye meyilli olduklarını anlatır.
Bu, insanların daha çok hemen algılanabilen veya kendi hayatlarında o an gerçekleşen olaylarla ilgilenme eğiliminde olduğunu; uzakta olan veya günlük yaşamlarına doğrudan dahil olmayan kişilere ise daha az önem verdiklerini yansıtır.
Bu ifade hem kişisel ilişkiler hem de ilgi gerektiren diğer durumlar için kullanılabilir. Türkçe karşılığı ise oldukça benzerdir:
“Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur.”
Atasözü 9: عُصفورٌ باليد خَيرٌ مِن عشرةٍ على الشّجرةِ
Elde bir serçe, ağaçta on taneden iyidir.
Usfûrun bi’l-yed hayrun min aşeretin alâ eş-şecerah
Bu Arap atasözü, يد (el) kelimesini kullanarak elde olan şeyi riske atmaktan kaçınmayı anlatır. Atasöze göre, daha fazlasını (daldaki 10 kuş) elde etmeye çalışmak yerine mevcut olanla (elde tek kuş) yetinmeyi bilmek daha iyidir. Bu atasözü, kesinliğin değerini ve daha fazlasını elde etmeye çalışırken eldekini kaybetme riskini vurgular. Türkçe karşılığı ise şöyledir:
“Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak.”
Atasözü 10: مَن أكل على ضِرسِه نفع نَفسه
Dişiyle yiyen, kendine fayda sağlar.
Men ekele alâ dırsih nefea nefsah
Bu Arapça ifade, özellikle kendi geçimini sağlama bağlamında özgüvenin ve kendine dayanmanın faydalı olduğunu vurgular. “Dişiyle yemek” ifadesi, özellikle geçim veya kendi bakımıyla ilgili olarak kişinin kendi sorumluluğunu alması anlamında yorumlanabilir.
Atasözü, kendi ihtiyaçlarından sorumlu olmanın ve kendi kendine yetmenin önemini ve bunun doğrudan getirdiği faydaları ortaya koyar. Türkçede benzer bir anlam şu ifadedeler bulunur:
“Kendi işini kendi görenin işi rast gider.” , “Kendi düşen ağlamaz.”
Son Söz
Artık, Arap kültüründen olumsuz insan özellikleri, ilişkilerde uyum, iş birliğinin önemi ve hayata karşı tutumlar hakkında bilgelik ifade eden, vücut uzuvlarıyla ilgili 10 Arapça deyimi öğrendiniz. Bu ifadeler, günlük iletişimlerinizde deyimsel ifadeleri kullanmanıza yardımcı olacaktır.
Son olarak, mutlaka AlifBee Uygulamamızı indirip milyonlarca Arapça öğreneni eğlenceli ve etkileşimli bir öğrenme deneyimine katılmaya davet ediyoruz.