Benzer Arapça Kelime Çiftleri
Arapça öğrenmeye başladığınızda bilmeniz gereken en önemli şeylerden biri, birbirine benzeyen Arapça kelime çiftlerini ayırt etmektir. Bu kelimeler görünüş olarak benzer olabilir; ancak anlamları arasında ince farklar bulunur. Bu farkları doğru kullanmak, hem konuşma hem de yazma becerinizin doğruluğunu büyük ölçüde artırır.
Şimdi 10 benzer Arapça kelime çiftine bakalım, anlamlarını inceleyelim ve bu kelimelerin geçtiği örnekler ile ifadeleri gözden geçirelim.
دُرج
دَرَج
Durc
Derec
Çekmece
Merdiven
1. دُرْج (Durc): Çekmece
Durc, mobilyaların içinde eşyaların saklandığı bölme anlamına gelir. Arapça’da şu ifadelerde kullanılır:
- دُرْج المكتب
(Durc el-mekteb) — Masa çekmecesi. - فتح الدُرْج
(Feteh ed-durc) — Çekmeceyi açtı.
2. دَرَج (Derec): Merdiven
Derec, merdiven ya da basamak anlamına gelir; bir seviyeden diğerine çıkmayı veya inmeyi sağlayan basamakları ifade eder. Genellikle şu bağlamlarda kullanılır:
- صعود الدَرَج
(Suʿud ed-derec) — Merdivenleri çıkmak. - نَزَل الدَرَج
(Nezel ed-derec) — Merdivenlerden inmek.
عِلم
عَلَم
İlm
Alem
Bilgi / Bilim
Bayrak
1. عِلم (İlm): Bilgi / Bilim
Bilgi, bilim, öğrenme ve anlama çabası anlamına gelir. Arapçada şu ifadelerde kullanılır:
- عِلم الطب
(İlmut-tıbb) — Tıp bilimi. - عِلم النفس
(İlmun-nefs) — Psikoloji (ruh bilimi).
2. عَلَم (Alem): Bayrak
Bir milletin, kurumun veya topluluğun kimliğini temsil eden bayrak, sancak anlamındadır. Örnek kullanımlar:
- عَلَم الدولة
(Alemud-devle) — Devlet bayrağı / Ulusal bayrak. - رَفَع العَلَم
(Refeʿel-alem) — Bayrağı kaldırdı / Bayrağı göndere çekti.
مُهْر
مَهْر
Muhr
Mahr
Tay
Mehir
1. مُهْر (Muhr): Tay
Genç veya küçük at anlamına gelir. Özellikle atın küçük ve enerjik yapısını vurgular. Şu ifadelerde kullanılır:
- مُهْر صغير
(Muhr sağîr) — Küçük tay. - تربية المُهُور
(Terbiyetul-muhûr) — Tay yetiştirme.
2. مَهْر (Mahr): Mehir
Damat tarafından geline verilen mehir anlamına gelir. Birçok Arap ülkesinde kültürel ve hukuki bir kavramdır; saygı ve bağlılığı ifade eder. Şu ifadelerde geçer:
- مَهْر العروس
(Mahrul-arûs) — Gelinin mehri. - تقديم المَهْر
(Takdîmul-mahr) — Mehri takdim etmek.
قَدَر
قِدْر
Kader
Kıdr
Kader
Tencere
1. قَدَر (Kader): Kader
Kader veya alın yazısı anlamına gelir. Hem dini hem de günlük kullanımda, bazı olayların insan kontrolü dışında olduğunu ifade eder. Örnek kullanımlar:
- قَدَر الله
(Kaderullah) — Allah’ın takdiri. - قَبِل قَدَره
(Kabile kaderahu) — Kaderini kabul etti.
2. قِدْر (Kıdr): Tencere
Tencere anlamına gelir; özellikle yemek pişirmek için kullanılan kapları ifade eder. Günlük hayatta sık kullanılan bir kelimedir. Örnekler:
- قِدْر الطهي
(Kıdrut-tahî) — Pişirme tenceresi. - وضَع الطعام في القِدْر
(Vadaʿa’t-taʿâme fîl-kıdr) — Yemeği tencereye koydu.
رَغِبَ في
رَغِبَ عَن
Rağibe fî
Rağibe an
Bir Şeyi İstemek / Arzu Etmek
Bir Şeyden Hoşlanmamak / Kaçınmak
1. رَغِبَ في (Rağibe fî): Bir Şeyi İstemek / Arzu Etmek
Bir şeyi istemek, arzu etmek, ona ilgi duymak anlamına gelir. Bir hedefe, nesneye veya aktiviteye karşı pozitif bir istek ifade eder.
- رَغِبَ في السفر
(Rağibe fîs-sefer) — Seyahat etmek istedi. - رَغِبَ في العمل الجديد
(Rağibe fîl-ameli’l-cedîd) — Yeni işi arzuladı / Yeni işe istek duydu.
2. رَغِبَ عَن (Rağibe an): Bir Şeyden Hoşlanmamak / Kaçınmak
Bir şeyden hoşlanmamak, uzak durmak, kaçınmak anlamına gelir. Bir şeye karşı olumsuz bir tavır veya isteksizlik ifade eder.
- رَغِبَ عَن الحياة الصاخبة
(Rağibe anel-hayâti’s-sâhibe) — Gürültülü hayattan kaçındı. - رَغِبَ عَن الطعام الحار
(Rağibe anet-taʿâmi’l-hâr) — Acılı yemekten hoşlanmadı.
جَدّ
جِدّ
Cedd
Cidd
Büyükbaba
Ciddiyet
1. جَدّ (Cedd): Büyükbaba
“Büyükbaba” anlamına gelir. Hem anne tarafından hem baba tarafından büyükbaba için kullanılır.
- جَدِّي
(Ceddî) — Büyükbabam. - جَدّ كبير
(Cedd kebîr) — Büyük büyükbaba.
2. جِدّ (Cidd): Ciddiyet
Ciddiyet, samimiyet veya bir işe ciddi yaklaşma anlamına gelir. Odaklanmayı, kararlılığı ve şakasız bir tutumu ifade eder.
- الجِدّ في العمل
(El-cidd fil-amel) — İşte ciddiyet. - تكلم بِجِدّ
(Tekellem bi-cidd) — Ciddi konuştu.
عَقَار
عَقَّار
Akâr
Akkâr
Emlak / Gayrimenkul
İlaç
1. عَقَار (Akâr): Emlak / Gayrimenkul
Emlak, gayrimenkul, arsa veya bina gibi taşınmaz mallar anlamına gelir. Genellikle hukuk, ticaret ve yatırım bağlamlarında kullanılır.
- سوق العَقَار
(Sûkul-akâr) — Emlak piyasası. - شراء العَقَار
(Şirâel-akâr) — Gayrimenkul satın alma.
2. عَقَّار (Akkâr): İlaç
İlaç, tıbbi madde veya tedavi edici farmasötik ürün anlamına gelir. Buradaki çift kaf harfi (قّ) kelimeyi Akâr’dan ayıran önemli ses farkıdır.
- عَقَّار طبي
(Akkâr tıbbi) — Tıbbi ilaç. - تناول العَقَّار
(Tenâvel el-akkâr) — İlacı aldı / İlaç tüketti.
نَفِدَ
نَفَذَ
Nefide
Nefeze
Tükenmek / Bitmek
Delmek / İçinden Geçmek / Uygulanmak
1. نَفَذَ (Nefeze): Delmek / İçinden Geçmek / Uygulanmak
“Delmek”, “içinden geçmek”, “nüfuz etmek” veya “uygulanmak” anlamlarına gelir. Hem fiziksel hem de soyut durumlar için kullanılır.
- نَفَذَ السهم في الجدار
(Nefezes-sehm fil-cidâr) — Ok duvarı delip geçti. - نَفَذَ القانون
(Nefeze el-kânûn) — Kanun uygulandı / yürürlüğe girdi.
2. نَفِدَ (Nefide): Tükenmek / Bitmek
Bir şeyin tamamen tükenmesi, bitmesi, kalmaması anlamına gelir. Su, sabır gibi sınırlı kaynakların sona erdiğini ifade eder.
- نَفِدَ الماء
(Nefidel-mâʼ) — Su tükendi. - نَفِدَ الصبر
(Nefides-sabr) — Sabır tükendi.
غِذاء
غَداء
Ğizâ
Ğadâ
Gıda / Besin
Öğle Yemeği
1. غَداء (Ğadâ): Öğle Yemeği
“Öğle yemeği” anlamına gelir. Arap ülkelerinde genellikle günün en önemli öğünüdür.
- وجبة الغَداء
(Vecbetul-ğadâ) — Öğle yemeği / Öğle öğünü. - تناول الغَداء
(Tenâvel el-ğadâ) — Öğle yemeği yedi.
2. غِذاء (Ğizâ): Gıda / Besin
Gıda, besin veya besleyici herhangi bir şey anlamına gelir. Öğün değil, genel olarak beslenme kavramını ifade eder.
- غِذاء صحي
(Ğizâ sahhî) — Sağlıklı gıda. - الحاجة إلى الغِذاء
(El-hâce ilâl-ğizâ) — Gıdaya / besine ihtiyaç.
دَعوَى
دَعوَة
Davvâ
Davve
Dava
Davet
1. دَعْوَة (Davve): Davet
Davet, birini bir etkinliğe, topluluğa veya bir mesajı kabul etmeye çağırmak anlamına gelir. Düğün, parti gibi sosyal ortamlarda sıkça kullanılır.
- دَعْوَة إلى حفل
(Davve ilâ hafl) — Bir partiye davet. - أرسل دَعْوَة
(Ersela davve) — Davet gönderdi.
2. دَعْوَى (Davvâ): Dava
Mahkemeye taşınan dava, hukuki talep anlamına gelir. Bir kişinin diğerine karşı yasal hak arayışını ifade eder.
- رَفَع دَعْوَى
(Refa‘a davvâ) — Dava açtı. - دَعْوَى قضائية
(Davvâ kazaîye) — Hukuki dava / Yargısal dava.
Son söz
Benzer Arapça kelime çiftlerini öğrenmek, dil becerilerinizi geliştirmek için basit ama etkili bir yöntemdir. Bu ince farkları anladığınızda, konuşma ve yazma sırasında hem doğruluğunuz hem de özgüveniniz artar.
Bu kelime çiftlerini pratik etmeye devam edin ve Arapça öğrenirken karşınıza çıkan diğer çiftlere de dikkat edin, dil hâkimiyetinize derinlik katacak ve kendinizi çok daha net ifade etmenize yardımcı olacaktır.
Bu yazıyı faydalı bulduysanız, Arapçadaki En Yaygın 100 Kelime listesine de göz atın.
Ve henüz yapmadıysanız, eğlenceli aktivitelerle Arapça öğrenmeye ve pratik yapmaya başlamak için uygulamamızı indirin!



