Arap atasözleri, yılların hayat tecrübelerinden doğmuş küçük bilgelik incileri gibidir. Sadece birer söz değil, birkaç güçlü kelimeye sığdırılmış derslerdir. Arapça öğrenen biri için bu Arap atasözlerine (ve genel olarak Arapça alıntılara) dalmak gerçekten oyunun kurallarını değiştirir. Neden mi? Çünkü bu sözler, dilin arkasındaki kültüre daha derin bir bakış sunar. Üstelik birçok atasözü evrensel olup, günlük hayata dair önemli tavsiyeler içerir. Ve unutmayalım—bu sözleri konuşmalarınızda kullandığınızda Arapçanız anında daha doğal ve otantik hale gelir.
Önceki bloglarımızda bilgi üzerine bazı özel Arap atasözlerini paylaşmıştık. Bu kez, Arap kültürünün zengin bilgelik hazinesini yansıtan 9 zamansız Arap atasözünü keşfedeceğiz. Bu sözler dürüstlükten sabıra, düşünmeden hareket etmenin zararlarından işleri ertelemenin tehlikelerine kadar birçok konuyu kapsıyor. (Hangimiz ertelememişizdir ki?)
Hazırsanız başlayalım!
Yalanın ipi kısadır
Hablul‑kadhibi kasirun
Bu atasözü, yalan söylemenin sonunun iyi olmayacağı konusunda bizi uyarır.
“Yalanın ipi kısadır” anlamına gelir; yani, söylenen yalanlar eninde sonunda ortaya çıkar. Gerçek, ne kadar gizlenmeye çalışılsa da bir gün mutlaka kendini belli eder. Türkçede benzer bir anlam taşıyan “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” atasözüyle aynı mesajı verir: Hayatta dürüstlük, güvenin temelidir.
Danışan yanılmaz
Ma habā menî isteşâra “Danışan, yol alır” derler; bu atasözü de tam olarak bunu anlatır.
Anlamı: “Fikir alan kişi pişman olmaz.” Yani, önemli bir karar verirken başkalarının görüşünü almak, yanlış yapma riskini azaltır. Birlikte düşünmek, daha sağlıklı sonuçlara ulaşmayı sağlar. Türkçedeki “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” atasözüyle benzer bir mesaj verir: Ortak akıl her zaman daha güçlüdür.
Her seferinde şans yaver gitmez
Lā teslimu’l‑cerratu fî kulli marra
Bu atasözü, her zaman şansımıza güvenmememiz gerektiğini anlatır.
Anlamı: “Testi her defasında sağlam çıkmaz.” Yani, risk alıp durmak bir noktada sorun çıkarabilir. Sürekli aynı şeyi yaparak zarar görmeden kurtulmayı beklemek gerçekçi değildir. Türkçedeki “Çok yaşayan çok yanılır” ya da “Şans her zaman yaver gitmez” gibi sözlerle benzer bir mesaj verir: Dikkatli olmak ve ihtiyatı elden bırakmamak gerekir.
Eldeki bir kuş, daldaki on kuştan iyidir
Usfur bi’l‑yad hayrun min aşaratın ‘alâ eş‑şacerah
Bu atasözü, elde olanın değerini bilmemiz gerektiğini anlatır.
Anlamı: “Elde bir kuş, daldaki on kuştan iyidir.” Yani, sahip olduğumuz şeyler her zaman ulaşmaya çalıştığımız ama elimizde olmayanlardan daha kıymetlidir. Hayallerin peşinden koşarken elimizdekileri kaybetmemek gerekir. Türkçede de sıkça kullanılan bu söz, “Azıcık aşım, kaygısız başım” gibi atasözleriyle benzer bir mesaj verir: Elindekinin kıymetini bil, daha fazlasını isterken olanı yitirme.
Huylu huyundan vazgeçmez
Men şabba ‘alâ şey’in şāba aleyh Bu atasözü, alışkanlıkların insan hayatındaki kalıcılığını anlatır.
Anlamı: “Bir şeye küçük yaşta alışan, yaşlansa da o alışkanlığı devam ettirir.” Yani, çocuklukta kazanılan davranışlar zamanla karakterin bir parçası haline gelir. Bu yüzden iyi alışkanlıkları erken yaşta edinmek çok önemlidir. Türkçedeki “Ağaç yaşken eğilir” atasözüyle benzer bir anlam taşır: Kişi küçükken neye alışırsa, büyüyünce de onu sürdürür.
Bekleyen için yarın yakındır
Inna ghadan lināẓirihi qarīb Bu atasözü, sabırlı olmanın önemini vurgular.
Anlamı: “Yarın, bekleyen kişiye yakındır.” Yani, sabreden insan için zaman daha kolay geçer ve sonunda beklediği şeye ulaşır. Acele etmeden, zamanı geldiğinde her şeyin olacağına inanmak gerekir. Türkçedeki “Sabreden derviş muradına ermiş” atasözüyle benzer bir anlam taşır: Sabır, çoğu zaman güzel sonuçlar getirir.
Bugünün işini yarına bırakma
Lā tu’ajjil ‘amela’l‑yevmi ilâ’l‑ğad Bu atasözü, ertelemek yerine hemen harekete geçmenin önemini anlatır.
Anlamı: “Bugünün işini yarına bırakma.” Zamanında yapılmayan işler birikir, fırsatlar kaçabilir. Bu yüzden, yapılması gereken ne varsa vakit kaybetmeden tamamlamak gerekir. Türkçede de sıkça kullanılan bu söz, “İşten kaçan, güçten kurtulamaz” gibi deyimlerle benzer bir mesaj verir: Ertelemek, işleri kolaylaştırmaz—aksine zorlaştırır.
Söz gümüşse, sükut altındır
İn kâne’l‑ḥadîthu min fıddetin fa’s‑sukûtu min zeheb
Bu anlamlı atasözü, her zaman konuşmanın en doğru seçenek olmadığını hatırlatır.
Anlamı: “Söz gümüşse, sükut altındır.” Yani, bazen susmak konuşmaktan daha değerlidir. Doğru zamanda susmak, hem saygı gösterir hem de gereksiz tartışmaların önüne geçer. Türkçede de yaygın olarak kullanılan bu atasözü, “Az konuş, çok dinle” gibi ifadelerle aynı mesajı verir: Bazen en etkili cevap, sessizliktir.
Vakit kılıç gibidir, sen onu kesmezsen o seni keser
El‑vektu kal‑sayfi in lem taqta‘hu qaṭa‘ak Bu güçlü atasözü, zamanın ne kadar değerli ve geri dönüşü olmayan bir hazine olduğunu anlatır.
Anlamı: “Zaman kılıç gibidir; sen onu kesmezsen, o seni keser.” Yani, zamanı doğru kullanmazsak, o bizi yıpratır ve fırsatları elimizden alır. Boşa harcanan zaman, geri getirilemez. Türkçede de benzer anlam taşıyan “Zaman su gibi akıp gider” veya “Vakit nakittir” sözleriyle aynı mesajı verir: Zamanı iyi yönetmek, başarıya giden yolda en önemli adımlardan biridir.
Artık konuşmalarınızda ve yazılarınızda kullanabileceğiniz 9 Arap atasözü öğrendiniz. Bu sözler iletişim becerilerinizi geliştirmenin yanı sıra, dilin arkasındaki kültürel zenginliğe olan anlayışınızı da derinleştirecek. Arapça öğrenme yolculuğunuzda bu zamansız sözleri hatırlamayı ve konuşmalarınızı onlarla süslemeyi unutmayın.
Bu blogda öğrendiklerinizi pekiştirmek için hızlı testimize katılmayı unutmayın. Soruların cevaplarını kontrol edebilir, gerekirse testi tekrar ederek hatalarınızdan öğrenebilirsiniz.
Son olarak, Arap dili ve kültürü konusundaki bilgi ve becerilerinizi sürekli geliştiren, zenginleştirici bir öğrenme yolculuğu geçirmenizi diliyoruz!
Bu yolculukta size eşlik edecek ve deneyiminizi daha da anlamlı hale getirecek uygulamamızı indirmeyi unutmayın.

Hatalar herkesin başına gelir, önemli olan özür dilemektir. Bu yazıda, arkadaşlarınızdan iş arkadaşlarınıza veya sevdiklerinize özür dilemenize yardımcı olacak 6

Bu blog serisi, Arapçada gözle ilgili temel fiilleri ve bu fiillerin ardındaki duygular ile niyetleri keşfetmeye odaklanıyor. Amaç, bu fiilleri

Arapçada “Nasılsın?” demenin birçok yolu vardır ve bu ifadeler sadece selamlaşmak için değil, aynı zamanda kültürel bağ kurmak için de

Arap alfabesinin dördüncü harfi “ج” (Cîm) hakkında kısa bir giriş; harfin Türkçedeki “c” sesiyle telaffuz edildiği ve kelime başında, ortasında